3 Mart 2014 Pazartesi

Topoloji de genellikle kafa karıştıran kavramlar

Başlıktan anlaşılacağı üzere bu kavramları  kendimce açıklamaya çalışacağım.Ben çalışırken çizmeyi tercih ederim daha anlaşılır oluyor bence :)

İlk kavram topolojilerde taban vs. alttaban (beni en sinir eden konulardan biriydi kendisi) 

Ve ingilizcesi


Paylaşımlarım devam edecek :) Soruları severek yapabildiğim kadarıyla cevaplarım :)

10 Şubat 2014 Pazartesi

Aynı Yıldızın Altında - John Green


UYARI : Kitabı okumak istiyor ya da filmden önce spoiler duymak istemiyorsanız yazıyı okumadan önce tekrar düşünün!


Bu yazıyı Imagine Dragons-Radioactive eşliğinde yazıyorum.


Bu kitaba başlayan herkesin kurduğu cümle şudur eminim "Bir gecede bitirdim!".Evet bende de öyle oldu.O kadar dokunaklı bir konusu var ki kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.Ben basit aşk öykülerinden pek hoşlanmayan bir tip olduğum için aşk romanlarını pek takip etmiyorum ancak bu roman da çok farklı bir ortam,çok farklı,çok sıcak bir aşk hikayesine şahit oluyoruz.Bildiğiniz gibi haziran ayında kitabın bir de filmi çıkacak.Film ile ilgili şunu belirtmek isterim ki Hazel için Shailene Woodley'i çok beğendim ancak Gus için aynı şeyi söyleyemeyeceğim.Tamam Ansel Elgort çok iyi bir oyunucudur ona bir sözüm yok ancak benim kitabı okurken kafamda oluşturduğum Gus değil.Gus mavi gözlüydü Ansel mavi gözlü bile değil.Bakalım film nasıl olacak beklemek kalıyor geriye :) Filmin afişi de şu şekilde;



Şimdi kitaba geçelim.Bir kitabı okurken her zaman tahminlerde bulunur insan, kafasında senaryolar yazar.Bu kitabın sonlarına yaklaştığımda kafamdaki senaryo tamamen silindi,gözlerim doldu hatta ağladım.Evet ağladım :( Ağlanılacak bir hikaye çünkü.Neyse konuya geçeyim. Hazel 16 yaşındadır ve kanser hastasıdır.Bu kızımız kilisedeki bir kanser destek grubuna katılmaktadır.Bir gün Agustus Water adında bir çocuk gruba katılır.Bu çocuğun kanseri iyileşmiştir ancak bacaklarından birinin dizden altı protezdir.Bu çocuk Hazel ile ilgilenmeye başlar. Mesajlaşırlar,Gus'ın evinde video oyunu oynarlar.Hatta Hazel en sevdiği kitap olan Görkemli Izdırab'ı Gus'a,Gus ise Şafağın Bedeli ni Hazel'e verir.Bu arada arlarında bir flört şekli oluştururlar.Birbirlerine peki (Okay) derler.Gus "Belki peki bizim sonsuza dek imiz olur" der.Bu sözcük onların birbirlerine söz verişidir.


Hazel serinin diğer kitaplarını da bitirir.Ancak Görkemli Izdırab ın sonu belirsiz olduğu için Gus şaşkına döner.Bu arada Gus'un Hazel'a  olan ilgisini belli ediş şekli öyle hoş öyle sıcak ki beni çok etkiledi.Aradaki mesafeyi hep korumaya özen gösterişi ve Hazel'a değer verdiğini belli edişi falan...Neyse Hazel Peter Van Houten'a sonunu sorduğunu ancak cevap alamadığını söyler.Bunun üstüne Gus bunun peşine düşer.Kanserli çocukların isteklerini yerine getiren bir kurum vardır onlara cinler derler.Gus dilek hakkını Hazel ile Hollanda'ya gitmek ve yazar ile tanışmak için kullanır.Aradaki zorluklardan sonra Hollanda'ya giderler.Anne Frank'in evini ziyaretleri sırasında öpüşürler.Bu fotoğraf filmden:


Bu arada yazar tam bir pislik çıkar ve kitabın sonu ile ilgili bilgi vermez.Bu arada bu sevimli çiftimiz otelde ilk kez beraber olurlar. Hazel şöyle bir çizim yapar :)


Gus Hollanda da Hazel'a kanserinin nüksettiğini söyler.Ve o anda ben dahil okuyucular aynen şu haldedir;


Eve dönerler.Gus tedaviye başlar ama iyileşme göstermez. Hazel son anına kadar yanında yer alır.Ve sonunda Gus ölür.Bu Hazel kadar hepimizin içine oturur.Benim aklımda Gus'un yamuk gülüşü kalır (kafamda ki tasviri yani ).Hazel kendi kendine der ki
Agustus Waters'ın ölümünü konuşmak istediğim tek kişi Agustus Waters idi.
Evet başta herkes gibi bende Hazel'in öleceğini düşünmüştüm ama kitabı farklı yapan etmenlerden biri de Gus'ın ölmesi oldu.Bu arada Peter Van Houten Gus'ın cenazesine gelip Hazel ile konuşur.Şimdi bir kaç resim ve gif paylaşmak istiyorum.Gus kendine bir metafor edinmişti ; sigarayı ağzına alırdı ama asla yakmazdı.Zararlı olan bu şeye o gücü vermediğini söylerdi.


Aşağıdaki resim filmden. Gus'ın cenazesinden sonra ve önce aynı mekan;


Bu resimde Açlık Oyunları ile bağlantı kurulmuş.Benim çok hoşuma gitti.Açlık Oyunların da en sevdiğim karakter Peeta dır bu arada :)


Hazel ve Gus'a ait bir çizim;


Ve son olarak yine Gus ve Hazel  :..(


Şimdi kitapta altını çizdiklerime geçeyim.
  1. En iyi üçüncü arkadaşım varlığımdan habersiz bir yazardı. (Hazel)
  2. Kimi zaman bir kitap okursunuz ve o kitap içinizi tuhaf bir tür çoşkunlukla doldurur ve paramparça olmuş dünyanın, hayatta olan tüm insanlar o kitabı okumadan tekrar bir araya gelmeyeceğini hissedersiniz.Kimi zamanda  insanlara söyleyemediğiniz kitaplar vardır, öyle özel ve nadir ve sizin olan kitaplar ki sevginizi ilan etmek ihanetmiş gibi hissettirir. (Hazel)
  3. Acı hissedilmeyi talep eder. (Gus)
  4. Aslına bakarsan bunu kaldıramayacağı muhtemelen doğru.Sen de kaldıramayacaksın ama onun bunu kaldırması gerekmiyorken senin böyle bir zorunluluğun var. (Hazel)
  5. Bazen insanlar söz verirken, bu sözün ne anlama geldiğini anlamıyor. (Hazel)
  6. Aklı çelinmeyecek kadar kuvvetlisi var mıdır? 
  7. Dünya bir dilek gerçekleştirme fabrikası değil. (Gus)
  8. Bazı sonsuzlar başka sonsuzlardan daha büyüktür. 
  9. Bazen evren fark edilmek istiyormuş gibi görünüyor.
  10. Ağrı tıpkı kumaş gibi: Ne kadar güçlü olursa o kadar değer kazanıyor. (Isaac)
  11. Hayal edebiliyordum.Hatırlayabiliyordum.Ama bir daha göremeyecektim ve insanların tamahkar hırslarının rüyaların gerçekleşmesiyle asla doymadığını çünkü her şeyin daha iyi ve yeniden yapılabileceğine dair bir düşüncenin hep var olacağını fark ettim. (Hazel)
  12. İnsanların bıraktığı izler genellikle yara oluyor. (Gus)
  13. Bu dünya da incinip incinmeyeceğine dair tercih yapma şansın yok ancak seni kimin inciteceğini seçebilirsin.(Gus)
Kitabı okumayanlar varsa filmi izlemeden önce okumalarını kesinlikle öneririm.Şimdilik herkese iyi okumalar diliyorum.


7 Şubat 2014 Cuma

Ve dağlar yankılandı - Khaled Hosseini

İlk yazım kitapları beni çok etkileyen yazarlardan biri için olsun: Khaled Hosseini. Bu kitabı yeni bitirdim.Kitap okuyanlar bilir her kitap bir şeyler bırakır okuyan kişinin kalbine.Her kitapta içinize hitap eden,kendinizi bulduğunuz bir kahraman bulunur ve özellikle her kitapta bittikten sonra beyninize dönen bir kaç cümle yer alır.Bende burada beni etkileyen kısımlarını paylaşmak ve kitabı incelemek için bu yazıya başladım.Şimdi kitaba geçecek olursak;

Kitabın başlangıç cümlesi Mevlana'dan.Başlangıç cümlesiyle zaten gönlüme girdi, benden  tam puan aldı ancak kitabın konusu da bir o kadar etkileyici.

Kitap birbirinden ayrılan iki kardeş üzerinden giden ancak kardeşlerin hayatına giren diğer kişilerin yaşamlarından da bize birer kesit sunan bir konuya sahip.Her birinin hikayesi farklı,her birinde farklı yönlere vurgulama yapmış yazar.Kardeşler Abdullah ve Peri,babaları Sabır'ın Peri'yi Afganistan'ın başkenti Kabil deki varlıklı bir aile olan Wahdati'lere vermesiyle birbirlerinden ayrılırlar.Peri annesi Nina Wahdati ile Paris'e gider,babası Süleyman'da felç olduğu için şoför ve aynı zamanda Peri'nin amcası Nebi ile birlikte Kabil de kalır.Peri'nin evlatlık verilmesi Nebi aracılığıyla olur.Nebi uzun zaman bu sorumluluğun yükünden kurtulamaz hatta bu nedenle Peri'ye mektup yazar.Peri mektuptan haberdar olup tüm olanları öğrenir ve abisini ziyarete Amerika'ya gider.Ancak abisi çoktan hastalanmıştır ve hafızası çok kötüleşmiştir. Peri yine de abisiyle vakit geçirir ve iki kardeş bu şekilde buluşurlar. Abdullan hastalğını öğrendiği ilk gün kardeşinin ona verdiği tüylerin bulunduğu teneke kutuyu Peri'ye verilmesini istediği bir not yazar. Abdullah'ın kızı bunu bulur ve Peri'ye verir.Kitap Abdullah'ın kızının Peri'ye babasıyla küçükken oynadıkları kötü rüyaları çıkarıp atılması ve güzel rüyaların verilmesi oyununu yapması ve Peri'nin rüyasında abisini görmesiyle sonlanıyor.

Yukarıda kısaca bir özet vermek istedim.Bana göre kitabın temel konusu bu ancak kitap bolca da  yan hikaye içermekte.Bu yan hikayelerden hepsinde çıkarılacak dersler olduğunu düşünüyorum.
Bu hikayede en dikkat çekici kısımlardan biri benim için İdris'in yaşadığı iç savaştı. Afganistan da insanların neler yaşadığını gördükten sonra içinde yaşadığı ikilemler bence herkesin mutlaka yaşadığı cinstendi.Mesela evine sinema sistemi yaptırdığı için önce kendinden utanıyor,bu parayla Afganistan'a okul yaptırabileceğini söylüyor eşine.Eşi de kendini suçlamamasını,yaptırdıklarını hak ettiklerini söylüyor ve üzülmek yerine insanlara yardım edebileceğini söylüyor.Ancak hepimiz gibi o da bir insan olduğu için zamanla yaşadıkları, aklındakiler uçup gidiyor.Normal yaşantısını dönüyor.Afganistan  yardım etmeye söz verdiği küçük kız Roşi için başhekimle konuşmaya gittiğinde başhekimin olumsuz yanıtı sonrasında içinin rahatlaması da bunu gösteriyor.

Ben her okuduğum kitapta dikkatimi çeken kısımların altını çizerim.Bu kitapta altını çizdiklerim:

  1. Öğrendiğim bir şey varsa , o da şu : Bir başkasının yüreğini,yüreğinden geçenleri yargılarken kişi bir miktar da olsa alçak gönüllülükten ve yardımseverlikten nasibini almış olmalı.( Nebi , sayfa 110)
  2. Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa , derler.Ama bazen , ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamımın bir amacı olduğunu fark edersin , bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır.Şimdi , artık görevimi tamamladığımdan , kendimi hedefsiz , başıboş hissediyorum.(Nebi ,  sayfa 128)
  3. Kabil...Kilometrekareye binlerce trajedi düşüyor. ( Timur , sayfa 159)
  4. İdris başıyla tamam diyor.Ev sineması onun fikri , epeydir istediği bir şey.Ama şimdi utanıyor bundan.Kendini bütün bunlardan, Jason Speer denen adamdan, yeni dolaplarla bakır çaydanlık rengi parkelerden, çocukların 160 dolarlık yüksek konçlu lastik ayakkabılarından, yatak odasındaki saten yatak örtülerinden, Nahil'le birlikte bu tür şeylerin peşinden koşarken sergiledikleri gayretkeşlikten kopuk hissediyor.Hırslarının meyveleri şu an ona öyle önemsiz,saçma geliyor ki.Kendi yaşamıyla Kabil'de buldukları arasındaki zalim eşitsizliği çarpıyor yüzüne.(İdris , sayfa 163)
  5. Bazen de bu yokluk öyle duru, öylesine mahrem bir yakınlıkta ki yüreğini hoplatıyor.(Peri , sayfa 188)
  6. Peri şuna inanıyordu: Babası hayatta olsaydı, burada, yanında bulunsaydı, kendisini çok daha "bütün,tamam" hissederdi.(Peri , sayfa 188)
  7. Peri, matematiksel doğruların hüküm sürdüğü, keyfilikten ve belirsizlikten muaf bir alanın insanı rahatlattığını söyledi.Yanıtlara erişmenin zor olduğunu ama bulunabileceğini bilmekte rahatlatıcıydı.Onlar orada, tebeşirin ucundaydılar, kara tahtaya yazılmayı bekliyorlardı."Bir başka deyişle, yaşamın tam tersine." dedi Peri. Julien "Yaşamdaki soruların yanıtları ya hiç yok ya da karman çorman." yanıtını verdi. (Peri-Julien , sayfa 203)
  8. Az kaldı ağlıyordun .İnkar etme.Seni gördüm.Bir forma için.Bir FORMA.Ta Pakistan'dan kalkıp buraya gelen , otobüsten iner inmez toprağımızda şu şeyle karşılaşan ailemin hissettiklerini bir düşün. (Gholam , sayfa 266)
  9. Markos, biliyor musun, insanların bu kadar geç anlaması çok tuhaf.İstedikleri şeylere göre yaşadıklarını düşünüyorlar.Yaşamlarına isteklerine göre yön verdiklerini.Oysa işin aslı, onları yönlendirenler, korktukları şeyler.İstemedikleri şeyler.(Odie , sayfa 342) 
  10. Nasıl ki güneşe beni ısıttığı için teşekkür etmiyorsam, anneme de beni terk etmediği için teşekkür etmek aklıma bile gelmedi.Bu dünyanın en doğal şeyiymiş gibi kabullendim, hatta bunu ondan bekledim.(Markos , sayfa 345)
  11. Babam hayattaki bütün güzel şeylerin narin olduğunu, bir anda uçup gidebileceğini söylerdi.(Peri ,sayfa 348)
  12. Oysa zaman cazibe gibi.Asla senin sandığın kadarına sahip değilsindir.(Peri , sayfa 386)
  13. Bense hep bir yokluk duyumsadım.Kaynağı olmayan muğlak bir sızı.Doktora neresinin ağrıdığını gösteremeyen, ancak canı acıyan bir hasta gibiydim.(Peri , sayfa 396)
Son olarak Peri ve Abdullah'ın ninnisi;



Benim kitap hakkındaki görüşlerim bunlar.Uzun uzadıya tüm hikayelere giremedim.Ama siz bana sizi en çok hangi hikayenin etkilediğini yazabilirsiniz.Yorumlarınızı bekliyorum.Kitap paylaşımlarım devam edecek.Tabi kitaplara film,dizi ve bilgisayar oyunları da dahil.Şimdilik herkese iyi okumalar :)

Not : Peri'nin matematik hakkındaki görüşlerini de yazdım çünkü bende şahsen bir matematikçi olduğum için ilgimi çekti.

Merhabalar Efenim

Aslında böyle bir blog açmak hep aklımdaydı.Ben kitap okumayı fazlasıyla severim.Okuduğu kitapları,izlediği filmeri-dizileri uzun uzun tartışmaktan hoşlanan ancak etrafında bunu yapacak bir kişi bulamayan bir insan evladı olarak bu yola başvurdum.Eğer yazdıklarımı okur yorum yapmak isterseniz ben severek okur ve cevaplarım.Yani okuyup yorum yapmak size kalmış.Umarım bloğumdan hoşlanırsınız :)